Her geçen gün teknoloji aracılığıyla yoktan var ediyor, var olanları ise kullanıma uygun şekilde geliştirip, hayatımızı kolaylaştırmanın, istediklerimize daha kolay ulaşmanın bir yolunu buluyoruz. Teknolojiyle iç içe yaşamaya mecbur kaldığımız gibi, her ülke kendi içinde gelişmek zorunda. Gelişim demek dünya ülkeleri arasında söz sahibi olabilmek demek. Teknolojiyi ne kadar verimli kullanabildiğimiz dünya gündeminde ne kadar yer aldığımızı belirliyor çünkü bir ülkenin üretim gücünü belirlemekte en büyük etken. Artık üretimde insan gücü değil, beyin gücünün kullanıldığı aşikar bir gerçek. Fransız Devrimi’nden bu yana uzun yıllardır devam eden makineleşme sürecinin ardından şimdi ise robotlar üretiyor, insan beyninin rasyonel karar alamadığı noktalarda onların sistemlerine başvuruyoruz. Dünya ülkelerindeki düzen bu noktaya geldiğinde sizin teknolojik gelişmelerden uzak durmanız sadece ülkesel gelişiminizi engeller. Tüm bilim dallarında, endüstride, sanayide hatta savunma da bile ne kadar başarılı olduğunuzu teknoloji belirliyor. Bu durumda yapılması gereken tek şey gelişmeleri yakından takip edebilmek, onları en iyi, en verimli şekilde kullanabilmek hatta geliştirebilmektir. Ülkemiz dahilinde üretilen ya da geliştirilen her yeni teknolojik ürün Türkiye’nin forsunu arttırmakta önemli bir rol oynar. Ülkemizdeki genç nüfusu girişimciliğe teşvik etmeli, mevcut bulunan koşulları ve imkanları iyileştirerek üretim miktarımızı arttırmalıyız. Daha çok çalışmalı, milletimizi ve devletimizi daha iyi yerlere getirmeli, hatta ve hatta teknolojik gelişmelerin öncüsü olmayı hedeflemeliyiz.